PART 1
Otuz üç kuruşa satın aldığı uzatmalı hayatının kargo masraflarını karşılayamayacağını anladığında, gözleri dolu dolu olmuştu Azmi'nin. Halbuki her zaman bir şeyler iyi olsun, günlük ihtiyaçlarımı karşılayabileyim, sağa sola borcum olmasın diyerek uyanır ve tüm gün boyunca bu doğrultuda hareket ederdi. "Olmayınca olmuyor" diyemedi bir türlü. Harcadığı gücün altında bükülen omuriliği ile arayı yapmaya da uğraştı. Belki havada duramıyordu yada ne bileyim, gözlerinden ölümcül ışınlar saçamıyordu. Ancak gösterdiği kararlılık da hesaba katıldığında onun bir süper kahraman olmadığını kimseler söyleyemezdi. Zira 'katlanmak' da bir süper güçtür.
"Dünyaya 'ölmemek' ve 'üremek' gibi iki basit misyonu yerine getirmesi için gönderilen insanoğlu, ipin ucunu kaçıralı neredeyse on asır geçti. Üstüne basamadığımız kişiliklerimiz, avuçlarıyla bizi öyle kesin yakaladı ki, hızla akan bir nehre düşmüş şanssız bir kozalak gibi kapıldık sözde 'hayat' denilen akıntıya. Bu matematikte çaresizlik, kabul edişi doğurdu. Kabul ettin, kabul gördün, etmedin, görmedin derken kendimiz olmayı unuttuk ve tiyatroya soyunduk. Aynı lisanı konuşan iki organizmanın sağlıklı bir şekilde anlaşamıyor olması hiçbir şekilde normalmiş gibi görünmüyor bana. Ancak, birbiriyle anlaşmayı beceremeyen milyarlarca kanser hücresi gibi yalnızca zarar vermeye programlanmış vaziyette olduğumuzu görünce, kendimle çelişiyormuş gibi hissediyorum. Doğru olan neydi ki? Edenin bulduğu o masum ve adil düzen, çoktan yerini renkli ve neşesiz kağıt parçalarının partisine bıraktı. O kadar boktan bir parti ki bu; yalnızca hiçbir sıkıntısı yokmuş gibi davranabilen denyolar katılabiliyor. Kabul etmiyor musun? Halbuki her türlü uyuşturucu müessese tarafından karşılanıyordu. Eh, o halde seni, sana ve senin gibi olanlara has tasarlanmış bok çukuruna alalım. Çünkü ahmak kardeşim, gerçekten yapmak istediğini yapamıyor olmak, bahsedilen matematiğin çözümleyemeyeceği türden bir problem. Çünkü benim ahmak kardeşim, bunu sen seçtin."
Zihin Hiperaktifi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder